Dünyanın En Büyük Pelikanı İlk Uçuşunda

Dünyanın en büyük uçak firması ve bu firmada çalışan onlarca uçak mühendisi ile yüzlerce teknik eleman… Pelikanın nasıl uçtuğu üzerinde yapılan araştırmalardan yola çıkarak onu taklit etmeye çalışıyorlar.

0
665
Pelikan
Pelikan

1967 yılında ABD casus uyduları Hazar Denizi üzerinde hareket eden dev bir cisim belirledi. Yetkililer derhal bu durumdan haberdar edildi.
Bir grup araştırmacı Washington’ın dışında Savunma ve İstihbarat Ajansı DIA’nın “Yeşil Oda” olarak adlandırılan bölümünde bu durumu konuşmak amacıyla bir araya geldi. Cisim uçağa benziyordu ama bilinen en büyük yolcu uçağından iriydi. Devasa bir yapıya sahipti ama kanatları oldukça küçüktü. Uçması imkansız görünen bu şey odadaki yetkilileri oldukça şaşırtmıştı. Bir ordu albayı, ‘bu bir canavar’ dedi. Bir diğeri ise ‘evet’ diye cevap verdi ve ‘Loch Ness Canavarı’ dedi.” [1]

Bu cisim gerçekten neydi ve nasıl çalışıyordu? Ruslar onunla ne yapmayı planlıyorlardı? Cevaplar sonraki 10 yıl boyunca yavaş yavaş geldi: O bir ‘Ekranoplan’dı. Uçakların yapamadığı bir şeyi “su üzerinde alçak irtifa uçuşu”nu yapıyordu, hem de uzun süreli olarak. Ekranoplan, Rotislav Alexeyev isimli bir Rus tarafından icat etmişti.

Ekranoplan
Rus Mühendislerinin Hazar Denizi üzerinde denediği Ekranoplan

Bugün Boeing’teki mühendisler Ekranoplan’dan yola çıkarak suyun biraz üstünde kayan dev bir kargo uçağı dizayn ediyorlar. Bunu yapmak için de kendilerine su kuşlarını örnek alıyorlar, zaten projenin ismi de “Pelikan Projesi”, çünkü mühendisler bu uçağı pelikandan ilham alarak tasarlıyorlar.

Pelikan ve diğer bazı su kuşları hiç güç sarf etmeden kanatları açık biçimde su yüzeyinin hemen üstünde uzun süre süzülerek uçabilirler. Skimmer adıyla da bilinen makas kuşu da bu kuşlardan biridir. Makas kuşu suyla temas ettiğinde tüylerinin birbirine yapışmasını önleyen yağdan yoksundur. Bu nedenle diğer su kuşları gibi avlanmak için dalış yapması imkansızdır. Ancak bu onun için hiçbir zaman bir problem oluşturmaz. Çünkü Yüce Allah onu kusursuz bir tasarım ile yaratmıştır. Kuşun alt gagası üsttekinden daha uzundur ve uçları dokunmaya karşı son derece hassastır. Makas kuşu alt gagasını suya sokarak dakikalarca su yüzeyi üzerinde uçabilir. Bu uçuş sırasında gagasına bir av temas ettiğinde ise hemen onu yakalayabilir.

Pelikan
Pelikan

Acaba uçaklar neden pelikan ya da makas kuşu gibi su üzerinde uçamazlar? Bizler görmeyiz ama altlarındaki hava uçakları taşır. Ancak sıradan bir jet uçağı yere yaklaşınca hava, taşıyıcı yastık etkisini kaybeder ve uçağın altından hızla kaçar. Uçağın alçakta tutunabilmesi için motorlarının çok daha büyük bir güçle çalıştırılması gerekir. Bu ise teknik açıdan hem çok zordur, hem de büyük miktarlarda yakıt gerektirir. Dolayısıyla uçakların mevcut aerodinamik yapılarıyla uzun süre alçak irtifada uçuş yapmaları oldukça zordur. [2]

Pelikan
Pelikan

Bu durumda “Peki ama makas kuşu ve pelikanın su üzerinde uçabilmek için normalden fazla sayıda ve daha hızlı kanat çırpması gerekmiyor mu?” diye düşünebilirsiniz. Ancak bu doğru bir düşünce olmaz, çünkü pelikan da makas kuşu da hiç kanat çırpmaz sadece su üzerinde süzülürler. Çünkü onlar çok özel büyük kanat tasarımlarına ve aerodinamik bir yaratılışa sahiptir. Bu öyle bir yaratılıştır ki tüy yapılarından, içi boş hafif kemiklerine kadar hiçbir yerlerinde en ufak bir kusur yoktur. Bu kusursuz yaratılış onların su üzerindeki ince hava tabakası üzerinde bile tutunarak süzülebilmelerini sağlar. İşte bu nedenle Boeing’in uçak mühendisleri pelikanınki gibi dev kanatlı bir uçak yapmayı düşünmüşlerdir.

Pelikan Projesinin müdürü Blaine Rawdon, “Kuşlar özellikle de pelikanlar yer etkisini mükemmel biçimde kullanıyor” diyor. “Okyanusa yakın bir yerde yaşıyorum ve pelikanların dalgaların üzerinde süzülmesini seyrediyorum. Bazen kanatları neredeyse suya değiyor.” [3]

Pelikan
Pelikan

Boeing firması pelikanın kusursuz yaratılışından örnek alarak su üzerinde uçan dünyanın en büyük kargo uçağını tasarlıyor. Pelikan projesi dahilinde tasarlanan bu uçağın kanat açıklığı tam 120 m. boyu ise 150 m. Yani yere konduğu zaman bir futbol sahasına bile sığmıyor. Uçuş menzili ise 18.000 km. Bu, okyanusun üzerinde kıtalararası kesintisiz bir uçuş yapabildiği anlamına geliyor. Üstelik uçuşunu, ağırlığı benzerlerinin tam 10 katı iken ve bir gemiden 10 kat daha hızlı bir şekilde gerçekleştiriyor.

Geleceğin kargo uçağı Pelikan neredeyse suyun 6 metre üzerinde uçabilecek, dünya yüzeyine yakınlığı sürüklenmeyi (hareketin havaya karşı direncini) azaltacak ve kanadın verimini artıracak. Yer etkisi olarak bilinen bu aerodinamik olay, suyun üzerinde uçan ve büyük çaplı yük taşıyan kargo uçağının yüksek oranda yakıt tasarrufu yapmasını sağlayacak.

Kargo uçağı Pelikan
Kargo uçağı Pelikan

Dünyanın en büyük uçak firması ve bu firmada çalışan onlarca uçak mühendisi ile yüzlerce teknik eleman… Pelikanın nasıl uçtuğu üzerinde yapılan araştırmalardan yola çıkarak onu taklit etmeye çalışıyorlar. Bu durum pelikanın tasarımındaki üstünlüğün açık göstergelerinden sadece biridir. Evrimciler kuşların sürüngenlerden türediği iddiasındadır.

Normal bir yolcu uçağı deniz seviyesine yaklaştığında havada duramaz. Boeing’in yeni projelendirdiği uçak ise pelikanlardan örnek alınan tasarımı sayesinde su üzerinde uçabilir.

Ancak kuşlar ve sürüngenler arasındaki yapısal ve metabolik farklılıklar evrimin olmadığını açıkça göstermektedir. Bu iki canlı türü arasında yapılacak basit bir karşılaştırma bile her ikisinin de birbirlerinden çok farklı olduklarını gösterecektir.

Bir kara canlısının kuşa dönüşebilmesi için sadece kanatlarının olması yeterli değildir. Kara canlısı, kuşların uçmak için kullandıkları diğer birçok yapısal mekanizmadan yoksundur. Örneğin, kuşların kemikleri kara canlılarına göre çok daha hafiftir. Akciğerleri çok daha farklı bir yapı ve işleve sahiptir. Değişik bir kas ve iskelet yapısına sahiptirler ve çok daha kompleks bir kalp-dolaşım sistemleri vardır. Bu mekanizmalar, yavaş yavaş, “birikerek” oluşamaz. Kara canlılarının kuşlara dönüştüğü şeklindeki evrimci senaryo bu gibi nedenler nedeniyle tamamen bir safsatadır.

Pelikan
Pelikan

Aslında birçok evrimci bu konudaki iddialarının ne kadar tutarsız olduğunun farkındadır. Bunlardan biri de bir Türk: Engin Korur. Korur, kanatların evrimleşmesinin imkansızlığını şöyle itiraf ediyor:

“Gözlerin ve kanatların ortak özelliği ancak bütünüyle gelişmiş bulundukları takdirde vazifelerini yerine getirebilmeleridir. Başka bir deyişle, eksik gözle görülmez, yarım kanatla uçulmaz. Bu organların nasıl oluştuğu doğanın henüz iyi aydınlanmamış sırlarından birisi olarak kalmıştır.” [4]

Kuşlar da diğer tüm canlılar gibi sonsuz ilim sahibi olan Allah tarafından, uçuş için gerekli tüm özelliklere sahip olarak yaratılmışlardır.

[1] http://www.popsci.com/popsci/aviation/article/0,12543,410266-1,00.html

[2] http://www.popsci.com/popsci/aviation/article/0,12543,410266-2,00.html

[3] National Geographic Türkiye, “Değişimin Kanatları”, Aralık 2003, sf.121

[4]  Engin Korur, “Gözlerin ve Kanatların Sırrı”, Bilim ve Teknik, Ekim 1984, Sayı 203, s. 2

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here